ANNE

İnsanl

ık öldü diye yazmış bugün Yılmaz Özdil köşe yazısında. En çok korkmamız, endişelenmemiz gereken sorun budur şu anda bu ülkede. 2 eğitimci haftalardır haklarını aramak için açlık grevi yapıyorlar Ankara'da. Ne yorumlar okuduğuma ben bile inanamıyorum. "Çok iyi fikir, hiç vazgeçmesinler, ölene kadar" yazıp kahkaha atanlar, "gebersinler" diyenler... "pislik" diyenler. Neye istinaden bu kadar canavarlaşıyorlar? Canavarlaşıyoruz ya da? Gazetelerde okuduklarımız, televizyonlarda izlediklerimiz yüzünden mi? O 2 insanın kim olduğunu biliyor muyuz? "Gebersinler" diyen kaç kişi bu 2 insanın gözünün içine bakmış bugüne kadar? Terörist diyorlar... Kim diyor? Neye istinaden söyleniyor bu? Mahkemede haklı olup olmadıkları ortaya çıkar diyenler var bir de. Bunlar yine daha vicdanlı gibi görünüyorlar. Görünüyorlar diyorum çünü aslında bu ülkede insanı Türk adaletine teslim etmek ile "gebersin" demek arasında pek fark kalmadı. Bu mahkemeler değil miydi ülkenin Genelkurmay Başkanı'nı terörist diyerek içeri atan? Bu mahkemeler değil miydi insanların yıllarca suçsuz yere hapislerde çürümesine, ölüp gitmesine sebep olan. O mahkemelerin ele geçirilmesine göz yumanlar, şimdi de kendi mahkemelerini kuruyorlar. ne fark ediyor ki? Dün onun adamları olanlar, bugün bunun adamları oluyor. Olan adalete ve vicdanlara oluyor. Anneler yerlerde sürükleniyor. O polislerin gözlerindeki öfke, gücün getirdiği sarhoşluk, nefret sadece o anneleri değil, koca ülkeyi acıtıyor, öldürüyor. Tarih, gücü eline geçirip, o gücü kendi menfaatleri uğruna umursamazca kullanan her bir kişinin günü geldiğinde yenildiğini, yok olduğunu gösterdi. Bir kere, iki kere değil... Onlarca defa. Hiç sekmedi, sonları hiç değişmedi. Lakin günü kurtarma, günü yaşama ateşi ile yanıp tutuşanlar ve etraflarındaki her şeyi yakıp yıkanlar, uzun vadede bu ateşin kendi sonlarını getireceğini bilmeliler. 15 Temmuz sürecinde "demokrasi" diyerek halkı sokağa dökenler, o zamanlar "siz ve demokrasi mi? gerçekten mi???" dediğimizde ağızlarından salyalar saçarak bizleri terörist ve vatan haini ilan etmekten çekinmediler. Bugün sokaklarda anaları yerlerde sürüyerek nasıl bir "demokrasi" ye inandıklarını gösteriyorlar. Güç sahipleri tüm toplumu kendilerine benzetmeye çalışır. Böylece hem daha uzun süre hem de istedikleri gibi yönetmeye devam ederler. Öyle ki, gün gelir, toplum için en kritik temel taşı kabul edilen "demokrasi", "özgürlük", "adalet", "eşitlik", "hak" gibi kavramları kendilerince tanımlamaya başlarlar. Oysa bu kavramların anlamları bellidir ve tektir. Onlara kendinizce anlamlar yüklemeye kalkarsanız, paketin dışını süsleyebilirsiniz sadece. Oysa paketin içindeki aynıdır ve süslü paketler ancak toplumu bölmeye, ayrıştırmaya yarar. O yerlerde sürüdüğünüz annelere iyi bakın; Çünkü insanlığa can veren anneler, evlatlarını yok yere hapishanelerde çürüten, onlara işkence eden, onlara eziyet eden, onlara her türlü iftirayı atan sizleri asla affetmeyecek, bir gün mutlaka suratınıza tükürecektir. Asında bundan emin olabilirdiniz ve ölesiye korkardınız... Allah'a gerçekten inanıyor olsaydınız...