EMRE DÖLCEL'İ OKUMA REHBERİ
Uzun zamandan beri beni takip edenler ne menem bir adam olduğumu biliyorlar zaten.
Beni yeni yeni okumaya başlayanlar, okuduğu halde anlamayanlar olduğunu görüyorum.
İşte, herkes için dev hizmet!
* Yazdıklarım sadece beni bağlar. Buraya içimden geçenleri yazıyorum, hepsi bu. Yazarken bir şeyi ima etmem, direkt yazarım. Dolayısıyla, oraya buraya çekiştirme.
* Yazdıklarım tüm dünyanın değil, sadece benim doğrularım.
* Ukalayım evet. Egom da güçlüdür. Ama ben egomdan daha güçlüyüm. Bu yüzden o beni yönetemez, ben onu yönetirim. Söylemiştim, ukalayım.
* Buraya yorum yazan bazı zihni sinirler var. Takipçi sayısını görünce "şuna bir giydireyim de, biraz popüler olayım" diye düşünüyorlar. Yapma. Hem giydiremezsin hem de burada sadece ben popüler olurum, senin olmana izin vermem. Neticede benim çöplüğüm :)
* PKK lı değilim. AKP li değilim. CHP li değilim. HDP veya MHP veya bilmem ne P li değilim. Siyasetten nefret ederim. Hayatım boyunca uzak durdum. Bir gün baktım ki ağzı olan konuşuyor, ben de konuşayım dedim. Benim gibi apolitik ama kafası çalışan insanların biraz daha politize olması gerektiği bir dönemde yaşıyoruz çünkü.
* Atatürk'ü severim. Hem de çok severim. Eleştirilmesine de karşı değilim. Hepimiz insanız neticede. Ancak Atatürk'e saldıranı itinayla itin götüne sokarım affedersin. Atatürk'ü seveni de severim. Gel gelelim, Atatürk'ü ilahlaştırıp putlaştıranı da, Atatürk'e küfredeni de sevmem. Bu millet Atatürk'ün söylediklerinin onda birini doğru anlasaydı, bambaşka yerlerde olurduk diye düşünürüm. İşte bu yüzden onu anlamaya, anlatmaya çalışırım.
* Eleştiriye sonuna kadar açığım. Her türlüsüne. En çok eleştirilerden öğreniriz çünkü ve ben en çok öğrenmeyi severim. Lakin, "saçmalamışsın", "bu yazdıkların kepazelik", "salak herif" gibi yorumlar eleştiri değil hakarettir. Aynı dilde karşılık vermeye bayılırım.
* Allah'tan ve vicdanımdan başka hiç bir şeyden korkum yok. Dolayısıyla "yazarken korkmuyor musun?" diye soranlara toptan cevap vermiş olayım.
* Erdoğan'ı sevmiyorum, evet. Ancak kendisiyle şahsi bir sorunum yok. Neticede askerde bot bağlamadık birlikte. Benim derdim şu anda temsil ettiği makamla. Eleştirilerim de tamamıyla bu makamdaki icraatlarına dairdir, kişiliğine değil. Aynı şeyler diğer siyasetçiler için de geçerli elbette.
* Her türlü fikri tartışmaya hazırım. Hem tartışmaya, hem dinlemeye. Mesele kişiselleşmediği sürece ben varım.
* Bana yazmaya çalışan taş devri insanları var. Hayatları boyunca duvara dinozor falan çizdikleri için Türkçe yazamıyorlar. Onlara cevap yazarak elimden geldiğince eğitmeye çalışıyorum ben de. Garibim bana "orosbu çocuğu" diyor mesela. Hemen düzeltiyorum, konu kapanıyor. Sıkıntı yok.
* Yazılan hemen her yoruma elimden geldiğince cevap veririm. Sohbete dönmediği sürece problem yok. Ukala ve meşgul bir adamım. Bir de popülerim. Vaktim yok.
* Buraya yazmaya başladığımdan beri muhteşem insanlar tanıdım. Onları takip etmeye, onları okumaya bayılıyorum. Size de öneririm. Benden çok çok daha iyi bazıları (hepsi değil).
* Beni sevmiyor, yazılarımı hiç beğenmiyor olabilirsiniz. Mümkündür. Kanal değiştirin.
* Arkadaşlarımı ve cevaplayacağım takipçilerimi seçerken Kürt müdür, Alevi midir, Katolik veya protestan mıdır yoksa shao lin rahibi midir, başı örtülü müdür diye bakmam. İdeolojiler veya inançlar beni değil, sahibini bağlar. Beni ilgilendiren karşımdakinin kalbi ve vicdanıdır.
* Din benim için tartışılabilir bir konu değil. Dediğim gibi, öğrenmeyi severim. En merak ettiğim konulardan biri de dindir ancak tartışılmasını acaip anlamsız ve haksız bulurum.
* Allah'a inanıyor muyum? Sana ne? Müslüman mıyım? Sana ne? Nokta.
* Soru sormaya bayılırım. Hatta en çok soru sormaya bayılırım ben hayatta. Soru sormak gibisi yoktur. Sordukça sorasım gelir. Sor sor doymam. Sor sorabildiğin kadar derim kendime. Siz de sevin. Sorun, soruşturun. İyi geliyor bünyeye, göreceksiniz.
NOT: Eklemeyi unuttum;
* Canım ne isterse onu yazıyorum. Sipariş üzerine yazmıyorum. Kimse o kadar zengin olamaz. Valla bak.
Bitti.
