top of page

SORUMLU OLMAK MI, SORUNLU OLMAK MI?..


Yine 2016 denen şerefsize lanet okuduğumuz, 2017 denen çömezi sabırsızlıkla beklediğimiz ve kendisine gözdağı verdiğimiz sırada... Tam da yeni yıl ile ilgili umutlarımızı, beklentilerimizi dile getirirken... Hevesimizi kursağımızda bıraktılar. Sadece Reina'daki masumları değil, iyi niyetimizi, içimizdeki ümidi, gelecek için kurduğumuz hayalleri ve huzurumuzu da taradı o zihnimizden uzun yıllar çıkmayacak eli AK47' li cani...

Öyle bir 1 ay yaşadık ki...

"Birlik" ve "beraberlik" adı verilen ve sadece bu 2 kelimeyi kullananların kafalarına göre bir tanım uydurduğu balonların ne kadar fos olduğunu gördük. Ölenleri bile "onlardan" - "bizlerden" diye ayıranların, "oh olsun" diyenlerin, "hak ettiler" diyenlerin ellerini kollarını sallayarak gezindikleri, teröre lanet okuyanların, "artık yeter" diyenlerin, "inadına barış" diye haykıranların ve "suçlu kim" diye soranların hapsedildiği bir ülkede yaşadığımız gerçeği ile uyandık sabahlara. Önce Beşiktaş'ta patlattılar bizi, sonra Ortaköy'de taradılar.

Görevi, mevkisi, işi ve seçildiği makamı gereği "sorumlu" olanların, tek başarısının "köprü" ve "tünel" yapmak olduğu, geri kalan her şeyi sosyal medya ve Allah'a havale ettiği, "istifa" kelimesini "saçmalık" ve "gereksiz" olarak gördüğü bir ülkede, "en güçlü şekilde kınamak" tan mütevellit cılız aksiyon planlarının artık işe yaramadığı, işe yaramayacağı gerçeğini bir tokat gibi suratımıza çarptı o montlu ve yüzü atkılı cani...

Eline verilen, suratına tutulan her mikrofona "birlik", "beraberlik" diye hönküren "yöneticiler"in, günlerdir o "tü-kaka" ilan ettikleri sosyal medyada yeni yıl kutlaması yapacak olanları tehdit eden, "münafık" ve "kafir" diye niteleyen, hatta çektikleri fotoğraflar ve kafalarınca yarattıkları deli saçması mizansenlerle "katli vacip" ilan eden "yaratık" lara tek kelime etmemesi, ses tonlarında en küçük bir desibel artışına yol açmaması, iş işten geçtikten sonra ise "camide veya barda adam katletmek farksızdır, kalleşliktir" buyurması, sadece ve sadece timsah gözyaşından ibarettir...

Birlik-beraberlik kelimelerinin içini doldurmadan, toplumu "onlardan"-"bizden" diye ayırarak, "taraf"-"bitaraf" diye niteleyerek, sadece top ve tüfekle terörü yenemeyeceğimiz ortadadır. Terörün kuralı yoktur. Terör yandaş tanımaz, terörün dini yoktur, terör ırk ayrımı yapmaz... Terörün tek Allahı vardır, o da "kan" dır. Bunu unutarak yaptığımız her paylaşım, yazdığımız her kelime, attığımız her mesaj sadece teröre hizmet eder, barışa değil.

Günlerdir yılbaşı kutlamalarına kafayı takıp, Reina'da katledilenlerin ardından "oh olsun zengin piçlerine" diye yazılar yazanların profillerine bir bakın. Zenginlerden nefret eden, o imkanlara sahip olamadıkları için çıldıran, yarın sabah gidip bir Range Rover alamayacağı için kompleksini elindeki I-Phone 7 ile tatmin eden tipler, yani kendilerini bu toplumdan ayrıştıran tipler, magazin programları sayesinde pompalanan öfkelerini, hazımsızlıklarını kusuyorlar. Bugün Kasımpaşa'dan çıkan delik ayakkabılı bir futbolcuya tapılmasının sebebi budur. Böyle bir adamın Cumhurbaşkanı olmasında bir yanlışlık yoktur. Yıllardır okumuş mühendislerden, bilim adamlarından fayda görmemiş bir toplumun bu tip bir alternatife yönelmesi gayet doğaldır. Ancak zamanında kendince "ezilen" ve "aşağılanan" kesimin, gücü ele geçirince intikam alması, hıncını kusması, eziyet etmesi ve bunu yaparken "din" silahını kullanması, terörün arayıp da bulamadığı bir ortamı yaratır. Mesele Reina'da yılbaşı kutlanması değil, "zengin piçi" olunmasıdır. Bunu anlayamadan hiç bir sorunu çözemezsiniz.

Ve ne yazık ki, seçilmişlerin, kendilerini seçen bu güruhu sürekli pompalaması, sürekli şımartması, yapılan yanlışları görmezden gelip, imkan sahiplerini tü-kaka diye ayrıştırıp, kendi "sonradan görmeleri" ni yaratması toplumda "birlik" ve "beraberlik" i değil, ayrışmayı ve "nefret" i körükler. Bu ateşi bir yaktınız mı, sadece "onlar" ı değil, kendinizi de yakarsınız...

1 yılda 27 katliam, 1000 den fazla ölü. Polisi, askeri, sivili...

Bir ülke için katlanılması çok zor bir acı, taşınması çok güç bir "yük" bu...

Fakat bunun da üstesinden geleceğiz.

Yeter ki göz göre göre "fitne" fitilini ateşlemeyelim... Kimseyi ötekileştirmeyelim...

Bir zamanlar kendileri için "biz bu ülkenin zencileriydik" diyenler, artık "siyah - beyaz ayrımı olmayacak! Hepimiz yeşiliz!" dedikten hemen sonra "şimdi açık yeşiller öne, arka yeşiller arkaya geçsin bakalım" diye devam ederse, bu bataklıktan çıkamayız... Çırpındıkça daha da batarız...

"Sorumlu" ların, "sorumluluk" larını yerine getirdikleri bir ülkede yaşamak istiyorum artık...


Tanıtılan Yazılar
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Henüz etiket yok.
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page