"1", 44 TEN BÜYÜKTÜR!
- Emre Dölcel
- 1 Tem 2016
- 3 dakikada okunur

2 akşam oldu. Sadece 2 akşam önce bir bomba patladı ve 44 can daha gitti. Havalimanında kimisi görevi gereği, kimisi seyahat için, kimisi de sevdiklerini karşılamak için oradaydı ve hepsi öldü.
Vefat etti demiyorum. Hayatını kaybetti demiyorum.
Öldü.
Ne kadar buz gibi bir kelime değil mi?
Bu ülkede yaşayan pek çok insan için 44 sadece bir sayıdan ibaret. Televizyonda izliyor, gazetede okuyor, radyoda dinliyor ve internette takip ediyor. "Aa, bir bomba daha! Lanet olsun sizin gibi canilere" diyor ve hayat devam ediyor.
Çünkü 44 sadece bir rakam onlar için.
Peki mesela ben Gülşen Bahadır desem? Yusuf Haznedaroğlu, Serkan Türk, Mustafa Bıyıklı veya Merve Yiğit desem? Bir anlamı olur mu? Şöyle bir okuruz hikayelerini... Ah vah deriz ve geçer... Bu da geçer...
Dün konfetiler patlatılarak köprü açılışı yapıldı bu ülkede. Meclis'te AKP grubu televizyon karşısında güle oynaya köprünün gıyabında kurdele kesti, şaka yapmıyorum. 1 günlük yas yetti herkese. Halbuki köprü açılırken sayınız 42 idi... Sonra 44 oldunuz... Siz ölmeye devam ettiniz, biz yaşamaya...
İsyan ediyorum. Bu bombalar patlamasın, tedbir alın, bizi koruyun artık diyorum. Havalimanına gidip ölmeyelim, Taksim'de gezerken ölmeyelim, işten çıkıp servisimize bindiğimizde ölmeyelim istiyorum.
Sen IŞİD'ten betersin diyor adam bana. Terörist benmişim. Bu ülke zaten yeterince kalabalımış, bir siktirip gideymişim...
Akıl tutulması yaşıyor herkes. Başka türlü açıklayamıyorum bunu.
Açık açık yazayım, son bir gayret.
Ben parti tutmam. Derdim AKP ile değil. Derdim Erdoğan ile de Binali Yıldırım ile de değil. Bugün bunları CHP iktidarında yaşasaydık yine en az bu kadar ağır yazar, isyan ederdim. Çünkü iktidarda kimin olduğu ile ilgilenmiyorum. Takım tutar gibi parti tutmuyorum.
Tek istediğim ecelimle ölebilmek bu ülkede. Eceliyle ölemeyenlerin ülkesi olduk, farkında değilsiniz. Yatakta uyurken ölemiyoruz artık. Ne bileyim, koltukta gazete okurken kalp kirizinden ölemiyoruz.
Hepsini geçtim... Artık tek parça bile gömemiyorlar bizi... Toplayıp, kalan parçalarımız ile gömebiliyorlar ancak.
Dünyanın her ülkesinde varmış terör. Perde arkasında çok büyük hesaplar varmış göremiyormuşuz. Devlet ne yapsınmış, ABD nin işiymiş bu. Bu şekilde yazarak halkı galeyana getiriyormuşum. Terörü lanetleyeceğime devlete dil uzatıyormuşum...
Güzel kardeşim benim.
Ben hesap kitap peşinde değilim. Terör uzmanı değilim. Siyasetçi değilim. Devlet'in hiç bir kurumunda 1 dk çalışmışlığım yok. Uluslararası siyaset, diplomasi, ekonomi... Hiç biri uzmanlık alanım değil.
Ben sadece diyorum ki;
Patlıyoruz. Patlatmayın. Patlamamıza göz yummayın.
Bir kimliğim var cebimde. Devlet'te kaydım. Maliye'de, vergi dairesinde, kira kontratında bir adım var.
Havalimanına gittiğimde, bir sayıdan ibaret olmak istemiyorum diyorum. Hepsi bu.
Korkuyorum. Kendim için, ailem için, sevdiklerim için. Oysa ben korkmak istemiyorum. Birilerinin hesaplarının parçası olmak istemiyorum. Taraf olmadığım için bertaraf olayım istemiyorum.
Defalarca söyledim. Ben teröristi muhatap almam. Benim muhatabım, bana o mavi kimliği veren Devlet'tir. Bizi tek bayrak altında toplayan, bizi korumakla, güvenliğimizi sağlamakla yükümlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir benim muhatabım. Hiç br yazımda, hiç bir cümlemde teröristi muhattap almam. Kıymeti yoktur benim için çünkü. 1 öldürürler 1000 doğarız evvelallah. Ben giderim bir başkası gelir. Velhasıl "beni koru" diyorum ben Devletime. Demeyeyim mi? Hesabını sormayayım mı? Sizin gibi normal mi karşılayayım bu ölümleri? "Ne yapalım, dünyanın her yerinde oluyor bunlar" diyerek devam mı edeyim hayatıma? Ta ki bir gün bir yerde beni de patlatana kadar birileri...
Ben, bu Devlet giden tek bir can için bile dünyayı yaksın isterken... Bu Devlet konfetiler eşliğinde köprü açıyor. Köprünün üzerinde selfie çekiyor bakanlar sırıtarak. Milletvekilleri kahkahalar atarak bir odanın içerisinde köprü kurdelesi kesiyor, televizyonda açılışı izleyerek.
Gazeteler, televizyonlar, Meclis, üniversiteler, okullar, belediyeler, herkes ama herkes yaksın istiyorum dünyayı giden 1 tek can bile olsa. Anlasınlar istiyorum o yitip giden can'ın evindeki acıyı... Ölen 1 kişi olmuyor çünkü hiç bir zaman. Evinde onu bekleyenler de ölüyor. Hayat sana bana aynı devam ediyor ama o ev hep eksik, hep yarım kalıyor...
O evde "1", 44'ten büyük oluyor. O "1" dünyalara bedel oluyor. O "1" dünyalardan öte oluyor.
Açın köprünüzü... Survivor'da şampiyonu kutlayın. Evlendirme programı da yapın, yemek programı da. İster bir odanın içerisinde sırıtarak kurdele kesin, ister bir meydanda binlere seslenin...
Ama artık bir şeyler yapın...
Yaşadıklarımız normal değil. Öyle olduğuna inanmamızı istiyor birileri ama normal değil.
Alışmayın, kanıksamayın, normalleştirmeyin, susmayın, teslim olmayın.
Siz teslim olduğunuzda, alıştığınızda kazanır asıl terör. Hesap sorun sizi koruyamayanlardan. Buna hakkınız var. Hakkımız var.
Eceliyle ölemeyenlerin ülkesinde "1" her zaman "44" ten büyüktür anlayın artık...
Comments