YAŞAMAK MI ZOR, ÖLMEK Mİ?
Bir masanın etrafında toplanmış hepsi;
Zeki Alasya, Sümer Tilmaç, Erol Günaydın, Yaman Okay, Meral Okay, Tuncel Kurtiz, Erdoģan Tuncel, Kemal Sunal, Müşfik Kenter ve niceleri...
Muhabbetin dibine vurmuşlar..
Bir Zeki Müren söylüyor, bir Kazım Koyuncu, bir Müslüm Gürses...
Bir Barış Manço söylüyor, bir Ayten Alpman, bir Kayahan, bir Kamil Sönmez...
Yemek servisini tüm sevimliliği ile Adile Naşit yapıyor...
Öte tarafın tadına doyum olmaz anlayacağın...
Bizim tarafta da yakasına çengelli iğne takan ile sahnede döner tekme atan değişikler "sanatçı" iftar yemeğine katılıyorlar meydanı boş bulunca...
Bir yanda sohbet koyu, eğlencenin dibine vuruyorsun ama hayat yok...
Bir yanda hayat var, nefes alıyorsun lakin öyle bir masa da, o masada oturacak adam da yok.
Yaşamak mı zor yoksa ölmek mi dersin demiş şair zamanında.
Gitmiş olsak Kazım Koyuncu dinliyorduk.
Kaldık, Mustafa Ceceli dinletiyorlar.
Adaletin bu mu dünya?
