BABALAR GÜNÜ VE ÖZGÜRLÜK
- Emre Dölcel
- 21 Haz 2016
- 2 dakikada okunur

13 yıldır... Tam 13 yıldır hepimizin bahsettiği, şikayet ettiği şey aynı; Özgürlüğümüz elimizden alınıyor...
Oruç tutmazsın, dayak yersin. İçki içersin, dayak yersin. Ben geyim, öldürmeyin beni dersin, dayak yersin. Fikrini söylersin hapse girersin. Onlardan değilsen ya çapulcusun, ya paralelsin, ya Allahsız, ya terörist ya da vatan hainisin.
Bitarafsan bertaraf olursun kısaca.
Bu konuda şikayet edenler, özgürlüğümü istiyorum diyenler, istediğimi yerim, istediğimi yaparım, istediğimi giyerim diyenler için bir sınav haftası daha geride kaldı.
Neden mi?
Çünkü pazar günü babalar günüydü.
Babası hala hayatta olanlar babalarının resimlerini paylaştılar, kendilerince içlerinden gelenleri yazdılar, hem yüz yüze, hem de buradan kendilerince babalar gününü kutladılar.
Ama hepsinden önemlisi; mahalle baskısı böyle bir günde dahi devreye girdi.
Babası olmayanlar neden düşünülmüyormuş? Babaya yüz yüze söylemek varken neden buradan fotoğraflar paylaşılıyormuş? Babanın Facebook hesabı yokmuş, ona rağmen buradan babalar gününü kutlamak şov yapmakmış... Bir zamanlar sokakta aç birini görsek, elimizdeKİ yiyeceği saklarmışız ayıp olmasın diye, eskiden böyle değilmişiz, ne olmuş bize?
Bunların yazanların neredeyse hepsi AKP nin baskıcı ve özgürlük kısıtlayan uygulamalarından şikayetçi olanlar...
Önce şunu söyleyeyim;
Annesini, babasını, evladını, en sevdiğini kaybetmiş herkese Allah sabır versin. Yaradan bazen en yakınlarımızla test ediyor bizi. Vardır elbet bir sebebi, bazen isyan etsek, anlayamasak da...
Gel gelelim;
Burada babasının babalar gününü kutlayan hiç kimsenin bir başkasına nazire yaptığını zannetmiyorum. "Seninki ölmüş, bak benimki hayatta, ooohhh!!" gibi bir düşüncesi yok diye düşünüyorum.
İsteyen babasına istediği şekilde sevgisini göstersin. İster burada boy boy fotoğraflar paylaşsın, ister şiirler yazsın, ister yüzüne söylesin, ister hiç söylemesin.
Lakin yeter bu her boka karışma hali herkesin.
Babalar gününü kutlarız, "ama ya babası olmayanlar??!" Anneler gününü kutlarız, "ama ya annesi olmayanlar??!" Sevgililer gününü kutlarız, "ama ya karısını, kocasını kaybetmiş olanlar??!" Çocuğun karnesini kutlarız, "ama ya evladını kaybetmiş olanlar??!"
Kardeşim, bundan bu kadar rahatsız oluyorsan, o gün girmezsin Facebook'!a olur biter. Nedir bu herkesi eleştirme, yerme, yapılan hiç bir şeyi beğenmeme, herkesi kendine göre uydurma halleri ya? Ciddi soruyorum. Sen sokakta dilenen çocuklar varken, millet aç gezerken elindeki 3000 TL lik telefonu satmayı düşünüyor musun? İnsanların araba alacak parası yokken bindiğin arabayı satmayı düşünüyor musun? Bak bütün bu eleştirileri Facebook hesabından yapıyorsun... Bir internet kafenin önünde üzgün üzgün içeriyi seyreden çocukları, asla bir bilgisayarı olamayacak çocukları düşünüp "yekten kapatıyorum lan facebook hesabımı! Bilgisayarımı da çöpe atıyorum attık" diyor musun?
Demezsin. Diyemezsin.
Deme de zaten.
Hayatın adil olduğu söylenemez. Diyorum ya, her şey bir sınav bizler için. İsyan ettiğimiz, şükrettiğimiz, çaba sarf ettiğimiz, inanmaya çalıştığımız, korktuğumuz, kızdığımız, sevdiğimiz, hayran olduğumuz bir sınav her şey. Hepsi bizim için. Hepsi bizden bir parça.
Her gün yeterince sıkıntı yaşıyor bu ülke insanı. Kimisini görüyorsun, kimisini görmüyorsun.
Her şeye söyleyecek bir lafın var. Buna da eyvallah. Ne güzel.
Velhasıl, bir taraftan bu Facebook'u bu kadar ciddiye almayın kardeşim diyip, bir taraftan Facebook'tan özel gün kutlayanları bir rahat bırak en azından. Popülist olma bu kadar, değişik olmaya çalışma, haksızlık etme, bok atma... Bırak isteyen istediği gibi kutlasın. Elbet diyeceksin ki "e ben de eleştiri hakkımı kullanıyorum, sen de beni rahat bırak". Ne diyeyim, sen de haklısın... Gel gör ki, bu durumda senin özgürlüğünü kısıtlamaya kalkanlar da sana aynı done ile geldiklerinde şikayet etme.
Babalar günü, anneler günü... Bunlar keyıfli günler. Bırak tadını istediği gibi çıkarsın herkes.
Bırak senin kaybettiğin annen, baban veya evladın için de el açıp bir dua okusun. Kötü düşünme, kötüye yorma...
Etrafta yeterince kötü var zaten.
Sen bari, kötüyle kötü olma artık...
Yorumlar