TERÖR VE ZİYAFET SOFRALARI
Ben bir terörizm ve sosyal psikoloji uzmanı değilim. An itibariyle yazdıklarım sadece beni bağlar. Her zamanki gibi sesli düşünüyorum;
Bence terörizmin 2 taraf için de sonuçları vardır. Terörist propagandasını yapar, sesini duyurur, korku salar ve bu korku ile beslenir. Ancak yapmış olduğu her saldırı kendisi için bir ölüm fermanıır aynı zamanda. Çünkü deşifre olur. Yani arının can havli ile sizi sokup ölmesi gibidir. Saldırıya maruz kalan taraf için ise ölüm ve yıkım söz konusudur.
Ancak bir diğer taraftan bakıldığında, her terör saldırısı bir fırsattır. Kim için? Saldırıya uğrayan taraf için.
Peki nasıl?
Ülkeyi yönetenler, emniyet güçleri ve istihbarat servisleri bu saldırıları doğru okuyup, doğru değerlendirdiklerinde daha sonraki saldırıların önüne geçmek için fırsat yakalamış olurlar.
Ancak daha da önemlisi, ülkeyi yönetenler, bu saldırıların ardından korkmuş, sinmiş, ne yapacağını bilemeyen ve bölünmüş halkları için birleştirici, cesaret verici bir duruş sergiledikleri takdirde terörün olası zararlarını minimuma indirme fırsatını yakalarlar.
Oysa Türkiye'de aylardır terör saldırıları gerçekleşir ve insanlar hayatlarını kaybeder iken, bizleri yönetenler kendileri gibi düşünmeyen herkese saldırıp, kendileri gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan ederek kutuplaşmayı arttırıyor, korkan halkın daha da içine kapanmasına sebep oluyor. Birleştirici değiller, sakin değiller, şefkatli değiller ve hepsinden önemlisi insanları rahatlatacak, insanlara kendilerini güvende hissettirecek bir çözüm anlatmıyorlar. Sadece lanetleyip, teslim olmayacağız diyerek artık duymaya alıştığımız bu yüzden de etkisini tamamiyle kaybetmiş lafları pişirip önümüze koyuyorlar.
* Şehitler ölmez vatan bölünmez * Terörü lanetliyoruz * Teslim olmayacağız * Sabrımızı sınamasınlar * Alışmayacağız
Bu sözlerle bu iş çözülseydi 40 yılda bambaşka bir yerde olurdu Türkiye.
Derken bugün terör Belçika'yı da vurdu. Şaşırmadım. Belçika gizliden gizliye yaptığı silah ticareti ile Ruanda'da soykırımı körüklemiş, PKK ya verdiği destek ile de zaten sabıkalı bir ülke. Tayyip Erdoğan AB ülkelerinin terör konusunda ikiyüzlü olduğunu, terörün zamanı geldiğinde onları da vurabileceğini söylerken çok haklıydı. Bu sözleri PKK'nın çadır kurmasına ses çıkartmayan Belçika Hükümeti için söylemişti hem de. Daha 1 hafta olmadan bu saldırılar gerçekleşti. Velhasıl, Belçika'ya bu çadırlar için laf söyeleyenlerin daha 1 sene öncesine kadar aynı adamlarla sahnede türkü söylediklerini, militanların ayaklarına mahkemeler ve hakimleri gönderdiklerini, otobüs sırtında alkışlarla karşılanmalarına ses çıkartmadıklarını, Gaziantep'te İŞİD'çilerin kornalarla şehir turu atmalarına göz yumduklarını da unutmamak gerekiyor. Bu da samimiyetlerini sorgulamamıza sebep oluyor elbette ve bunu bir türlü anlatamıyoruz!
Ve bu tip saldırılar aynı zamanda insanlar için, insanlık için de birer sınavdır aslında. Sosyal medyadan takip edebildiğim kadarıyla da bu sınavı da geçemedik... Bu saldırılara oh olsun diyenler, beter olsun diyenler, kendileri kaşındı diyenler ne yazık ki orada can veren masumları, onların yakınlarını, ailelerini, sevenlerini unutuyorlar veya umursamıyorlar.
Yani temele inilirse aslında terörü yaratanlarla, teröristlerle, o bombayı patlatanlarla aynı hislere sahipler. Bir bomba yapıp kendi üzerlerine bağlayıp Brüksel'de havaalanına gidip kendilerini patlatacak kadar cesur olmamaları bu gerçeği değiştirmiyor. En az onlar kadar kötü, en az onlar kadar vicdansız, en az onlar kadar acımasız, en az onlar kadar insanlıktan uzaksınız. Tek farkınız, siz onlardan çok daha korkaksınız.
Şimdi kalkıp teröristlere "cesur" dediğimi, methiyeler düzdüğümü söyleyenler de olacaktır. 7 aydır yazmakta olduğum yazılar bu kafa yapısındaki insanların sayısının hiç de az olmadığını gösterdi çok şükür bana... Oturup onlara laf anlatmayacağım bir de...
Terörizmi besleyenler, terörizme silah desteği verenler, onlara kapılarını açanlar, meydanlarında çadır kurduranlar veya aynı sahnede türküler söyleyenlerin bilmesi gerekir ki, zamanında yedikleri hurmalar günü gelir bir taraflarını paralar. Bu iki kere iki dört kadar gerçektir.
Ve ne yazık ki olan her zaman masumlara olur.
Bizler 2.5 yaşındaki kızlarımızın dağılmış kafalarını bir arada tutmaya çalışıp hastaneye yetiştirirken, bu Allahsızlar kapalı kapılar ardında yemekten patlamış halde, asla doymayacakmışçasına kurulmuşlar ziyafet sofralarına, kahkahalar atıyorlar.
İŞİD, PKK, DAEŞ, El Kaide... Bunların asıl liderleri işte o ziyafet sofralarında ganimeti paylaşıyorlar.
Allah, hepimize tüm bunları anlayabilecek, tüm bunlara katlanabilecek bir akıl ve tüm sorumluları affedebilecek bir yürek verip, gerçek birer insan olabilmeyi nasip etsin.
Amin.
