"SEN HANGİ TARAFTASIN?" DİYE MERAK EDENLERE...

Cumhurbaşkanı 2 gün önce terör ve terörist tanımlarının genişletilmesi gerektiğini söylediği konuşmayı "ya bizim tarafımızdalar ya teröristlerin tarafında.. Birini seçecekler.." şeklinde bitirdi.

Yazıyı okuduğumdan beri hangi tarafta olduğumu düşünüyorum. Bunu düşünürken de önce hangi tarafta olmadığıma karar vermekte fayda var sanırım diye geçti aklımdan.

Peki ben hangi tarafta değilim?

* Terör ve terörizm tarafında değilim. Silah sıkanla, bomba patlatanla, insan canına kast edenle, fikirlerini konuşarak değil şiddet yoluyla empoze etmeye çalışanla, mürekkep ile değil de kan ile konuşanla işim olmaz benim.

* "Gece 3 te tecavüze uğramış.. Bak sen.. Ne işi varmış o saatte dışarıda peki??" diyen adamın tarafında da değilim.

* "Ölenlerin yarısı cehapeli, yarısı paralel" diyen kadının da tarafında değilim.

* Konya'da futbol maçında tribünlerde "Şehr-i Müdafa" koreografisi yapıp, 45 erkek çocuğuna tecavüz eden sapık yüzünden o şehri ayağa kaldırmayan, o çocukları müdafa edemeyenlerin tarafında da değilim.

* Kız çocukları babalarına helaldir diyen Diyanet'in tarafında da değilim.

* Ordunun en iyi askerlerini iftira ile, kumpas ile, yalan dolan ile içeri tıkıp, kahırdan ölmelerine, ülkenin savunmasının zayıflamasına ve teröristlerin ülkemde elini kolunu sallayarak gezmesine sebep olanların da tarafında değilim.

* Kürt - Türk düşmandır diyenin, dini uçkuruna alet edenin, yaradılanı ateist, hristiyan, yahudi, zenci, gavur, Allahsız, Alevi, onlardan, bizden diye ayırt edenin de tarafında değilim.

* Mecliste "terör soruşturulsun" önergesini reddedenlerin tarafında da değilim.

* Çakma milliyetçilerin, çakma dincilerin, çakma hayırseverlerin, çakma sanatçıların, çakma akillerin, çakma cumhuriyetçilerin, çakma laiklerin, yandaşların, hırsızların, katillerin tarafında da değilim.

* Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı Allah'la bir tutanın, onu peygmber, halife, sultan veya padişah ilan edenlerin, götünün kılı olanların, cinsiyet değiştirip onunla evlenmek isteyen adamların, göt yalamaktan dili köseleye dönmüş karaktersizlerin tarafında da değilim.

* Atatürk'e dil uzatanların, Türk demekten utananların, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçası olmaktan imtina eden vatansızların, şehitler üzerinden prim yapmaya çalışan vicdansızların, şehitleri birer sayıdan ibaret gören kansızların tarafında da değilim.

* Berkin'i öldürenlerin, Ali İsmail'e kıyanların, Destina'yı katledenlerin, Uğur Mumcu'yu, Ahmet Taner Kışlalı'yı, Hrant Dink'i öldürdüklerini sananların tarafında da değilim.

* Soma'ya gidip ölen madenci yakınlarını tekmeleyenlerin, o tekmeye ses çıkarmayanların, milletin a..na koyan müteahhitin vergi borcunu affedip milyon dolarlık ihaleleri peşkeş çekenlerin, 700 bin TL lik saat ile dolaşıp "Türkiye'de ekonomi tıkırında" diyenlerin, ufak bir hırsızlığı yolsuzluk olarak nitelendirmek doğru değil diyen yüzsüzlerin, jölelilerin, yalakaların, Allahsız kitapsızların tarafında da değilim.

* Gezi'yi ve Gezi ruhunu anlamayanların, provake edenlerin, protestocuları çapulcu, paralel, dikdörtgen, vatan haini ve terörist ilan edenlerin tarafında da değilim.

* Cemaatçilerin, Fettuhlahçıların, Hacı Hocanın, tarikatçı sapıkların, Cübbeli'nin cüppesizin tarafında da değilim.

* Hukuku guguk yapanların, Adalet heykelinin gözlerini açıp terazisini kafasına göre tartanın tarafında da değilim.

* Allah'ın günü televizyonlara çıkıp konuşan, taa Gine'de Gine'nin Cumhurbaşkanlığı sarayının oraya yakışmadığını söyleyip akıl veren, 4 milyon Suriyeli'yi başımıza musallat edip sözde insanlık dersleri veren, Rusya'sına, ABD'sine, İsrail'ine, Mısır'ına, Küba'sına ayar çekip, kendisi gibi düşünmeyen herkesi paralel veya terörist ilan ederken, bir tek gün o kamerakların karşısına geçip "din, dil, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm halkımı kucaklıyorum... Bu ülkede kızlarımız dilediği saatte sokakta dolaşabilecek kadar özgür, vatandaşlarımız refah içerisinde yaşayacak kadar huzurlu, gençlerimiz, yaşlılarımız sokaklarda gönül rahatlığı ile dolaşabilecek kadar güven içerisinde ve kürdü, çerkezi, lazı, Türk'ü barış içerisinde yaşayacak kadar birbirine bağlı olana kadar mücadelemden vazgeçmeyeceğim. Bizi bu makama layık görenler kadar burada olmamızı tercih etmeyenlerin de hakkını sonuna kadar gözeteceğimden şüpheniz olmasın. fikirlerini paylaşan her bir vatandaşım, aynı fikirde olmasak bile gönül rahatlığı ile konuşabilsin, karşı çıksın, yol göstersin, isyan etsin ama el ele bu ülkenin büyümesi için çaba gösterelim, hedefimiz daha güçlü bir Türkiye olsun. Dinimiz kadını baş üzerinde taşımamızı emretmiş, onu ezmemizi, ona eziet etmemizi değil... Her kim bunun aksini düşünür, aksini yaparsa karşısında bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı bulur!" demeyen Cumhurbaşkanı'mın tarafında da değilim ne yazık ki...

Ne zamanki elaleme akıl vereceğine, başka ülkelerde ölenlere ağlayıp, kendi ülkesinde ölenlerin analarını yuhalatacağına bu ülkede kendi gibi düşünmeyenler de dahil herkesi kucaklar, o zaman aynı tarafta oluruz.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her birinin tarafında olmakla yükümlüdür. Bu yüzden ona maaşını öderiz. Bu yüzden onu oraya oturturuz. Bu yüzden ona sahip olduğu tüm yetkileri veririz. Biz onun tarafında olmak durumunda değiliz. Aksine, o bizim tarafımızda olmak zorundadır çünkü bağlı olduğu Anayasa bunu emreder. Yani Allah değildir, halife değildir, padişah değildir, peygamber değildir, Başkan değildir, şirket patronu veya Genel Müdür falan değildir. Bu ülkenin tek bir vatandaşını dahi taraf ya da tarafsız olarak ilan etmek değildir görevi.

Hepsinden de önemlisi;

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." diyecek tevazu ve gönüle sahip bir adamın doğup yetiştiği topraklarda, "ben olmazsam bu devlet batar" demek hiç haddi değildir!