TERAZİ

Bak kardeşim;

Kimse için bir şey demeyeceğim sana.

Lakin bir kaç sorum olacak kendine sormanı istediğim... Bu soruları sor kendine ve bir düşün cevaplarını. Sonra de bana yine diyeceğini;

* İsrail'e dünyayı dar ediyorduk, sabrımızı sınama dedik, ne oldu?

* Suriye'de Cuma namazını kılmaya gidiyorduk 2 saatte, ne oldu?

* Suudi Arabistan'a salladık, ne oldu?

* Esad ile kardeştik, ne oldu?

* Rusya'ya ayrı ayar verdik, ABD'ye ayrı, ne oldu?

* Vatan, Millet, Sakarya tamam da, neden o al bayrağa sarılı tabutlarda hep garibanlar yatıyor ha kardeşim? Sen hiç takım elbiseli şehit yakını gördün mü cenazede? Garibim ana, baba, kardeş, boyunlarını büküp kuzularının tabutuna öyle uzaktan bakıyorlar.. Siyasiler en önce şov yaparken, komutanın bir "he" demesini beklerler gidip tabuta yüz sürmek için, bilirsin... Niye hep senin oğlun, senin komşunun oğlu şehit olur? Vatan neden hep sana sağoluyor da, o tv de görüp de avucun patlarcasına alkışladıklarının evlatları bu kutsal sudan içemiyor?

* Yalan var mı senin dininde Müslüman kardeşim? Yoksa günah söyleyenden söyleyene değişiyor mu? Böyle bir ayırım mı yapmış Yaradan da, kulağını tıkıyor, gözlerini kapıyorsun söylenen yalanlara, yapılan yolsuzluklara, canım kardeşim?

* Güzel kardeşim benim, bugün çekirdek çalan çocuğa 13.5 yıl veren adalet, sarhoşken direksiyonunun başına geçtiği arabasıyla bir başka garibanı ezen, sonra da 1 ay boyunca saklanıp canı isteyince teslim olan adama 7 yıl veriyor. Hiç mi isyan etmiyorsun? Hiç mi korkmuyorsun bu adalet terazisi bir gün senin için eksik tartarsa diye, ha? Ne zaman "yeter" diyeceksin? Senin evladını ezdiklerinde mi?

* Bak, benim derdim Devlet ile değil... Benim derdim özgürlüğümü kısıtlayanlarla, bana yalan söyleyenlerle, kardeşi kardeşe vurduranlarla, yolsuzluk yapanlarla... Sen hiç mi rahatsız olmuyorsun gazetelerde okuduğun, tv de seyrettiğin haberlerden be kardeşim? Bu kadar mı sütten çıkmış ak kaşık bu adamlar? Bu kadar mı eli öpülesi, bu kadar mı günahsız, bu kadar mı dokunulmaz bu adamlar?

* Bir gün önce birbirlerine kardeş, evlat, büyüğüm, el öpülesi diyenler ertesi gün birbirlerine demediklerini bırakmıyorlar nur yüzlü kardeşim. Bugün sana "halkım da halkım" diyenler yarın işlerine gelmediğinde ilk seni ateşe atacak, ilk sana sırtını dönecek, anlamıyor musun?

* Bak, bir babaya kızını helal ediyorlar, şiir okuyanı sigara tiryakisi belliyorlar, 7 yaşındaki kızın eteğinden tahrik oluyorlar, görmüyor musun? Yanında minicik yavrun ile sokakta yürürken hiç mi sormuyorsun kendine "ya bir gün sıra benim kızıma da gelirse?" diye, ha benim pürü pak kardeşim?

* Sana duanı neden Arapça okutuyorlar, Kur'an neden Arapça, ezan neden Arapça hiç soruyor musun kendine kardeşim benim? Hz.Muhammed (S.A.S.) bile Kur'an ın başka dilde okunmasının sakıncası olmadığını söylemişken, neden sen kendi dilinde dua edemiyorsun, düşündün mü? Çünkü anlamanı istemiyorlar. Çünkü kendi yorumları ile seni istediklerine inandırabileceklerini biliyorlar, çünkü sen okumuyorsun, araştırmıyorsun, soruşturmuyorsun canım benim... Yapma, etme! Din kisvesi, İslamiyet kisvesi altında sana her söylenene tapma, inanma diyorum, neden inat ediyorsun?

* Sor bir kendine can kardeşim, yaradılanı sevmek yok muydu Yaradandan ötürü? Biri ona Kürt demiş, biri diğerine Ermeni, bir başkası Yahudi, beriki Türk... Kimden nefret ediyorsun bu kadar? Neden nefret ediyorsun bu kadar? Ne zamana kadar nefret edeceksin bu kadar?

Bir sor kendine bunları, n'olur...

Ve canım kardeşim benim;

Al eline bir teraziyi... Koy bir kabına cevaplarını, diğer kabına da vicdanını... Dikkat et, denge bozulmasın... Ne vicdanın ağır bassın, ne cevapların...

Tıpkı hayat gibi,

Tıpkı olması gerektiği gibi,

Dengede kalsın terazin.

Olur mu?