"Kime oy vermeliyim??"
Bir süredir mesajlar geliyor bana;
"Kafam karışık, sizce kime oy vermeliyim?" "Yazılarınızı çok beğeniyorum, kafamdakileri kelimelere döküyorsunuz... Sizce seçimlerde kime oy vermeliyiz?" "Yıllardır aynı partiye oy veriyordum ama şimdi onları ihanet içinde görüyorum, ne yapmalıyım?"
Ben bir siyasetçi değilim. Politika uzmanı ve bu konuda bilirkişi de değilim...
Olsam dahi;
Bugün bize kaç çocuk yapacağımızı söyleyen, kimlerle aynı evde kalacağımızı söyleyen, sokakta yürürken ne giyeceğimizi söyleyen, kendi zihnindeki hayatı bize dayatan bir irade tarafından yönetiliyoruz. Sıkılmadınız mı artık?
Size, en azından belli bir yaşa kadar ne giyeceğinizi söyleyebilirler. Eve kaçta gelmeniz gerektiğini, ne yemeniz gerektiğini, ne içmeniz gerektiğini, kimlerle gezebileceğinizi, kimlerle arkadaşlık edebileceğinizi hatta... Hepimiz, kaç yaşında olursak olalım analarımızın kuzucuklarıyız işte. Çocukluktan itibaren sürekli bir şeyler konuyor önümüze, neyi nasıl yapmamız gerektiğini gösteren.
Ancak,
Hiç kimse size kimi seveceğinizi söyleyemez. Bu konuda sonsuz bir özgürlüğünüz var. Farkında mısınız bunun?
Hiç, sırf anası babası söyledi diye birini sevene rastladınız mı? Sen mesela kardeşim... Evet evet, sen, bu yazıyı okuyan kardeşim; sen hiç birini sipariş üzerine sevdin mi? Gönlün ferman dinledi mi hiç?
Siyaset bilimci, politikacı veya bir başkası... Hiç kimse size kimi seveceğinizi, kime oy vereceğinizi söyleyemez. Bu kadar net. İzin vermeyin buna. Başkalarının size ne yapacağınızı söylemesine "dur" deyin artık.
Ha, size belki tek önerim şu olabilir; takım tutar gibi desteklemeyin hiç bir partiyi. Takımınızla aranızda duygusal bir ilişki vardır. Yenilsen de yensen de diye bağırırsın her maç. Velhasıl partiler ile aranızda daima bir çıkar ilişkisi vardır, öyle olmalıdır. Çünkü o partiler seni yönetmek üzere, senin için en iyisini, en doğrusunu yapmak üzere senden oy ister, sen de güveniyorsan, programına inanıyorsan oyunu verirsin. Sonra da o güvendiğin parti sana verdiği sözleri tutmuş mu denetlersin, hesap sorarsın, isyan eder, tepkini koyarsın. Baktın sözünü tutmuyor, sandıkta verirsin dersini. Bugün bu ülkede olmayan budur işte! Takım tutar gibi parti tutanlar yüzündendir düştüğümüz durum. Yenilsen de yensen de taraftarın seninle artık spor sahalarından siyaset sahalarına inmiş durumda. Galatasaray yenilince en çok maç kaybetmiş olur, puan kaybetmiş olur, belki para kaybetmiş olur... Oysa yanlış oy, kullanılmamış oy bir takıma değil, ülkeye kaybettirir. Bunu aklınızdan hiç çıkarmazsınız umarım...
Bana gelince;
Kime oy vereceğim çok da önemli değil.
Kime oy vermeyeceğimi biliyorum ama.
Görgüsüzlüğün nirvanasını yaşayanlara, canlı bombaları patlamadan yakalayamayanlara, beni Türk-Kürt, Alevi-Sünni, onlardan-bizlerden diye ayıranlara, halkı giderek fakirleşirken kendi ışık hızı ile zenginleşenlere, sorumluluktan kaçan, sürekli başkalarını suçlayanlara, ülkenin gencecik insanlarını, çocuklarını, gözünü kırpmadan öldürenlere vermeyeceğim oyumu. Parti bağımsız konuşuyorum.
Bunları bana reva gören parti KARA da olsa, AK da olsa, oyumu alamayacak.
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler belki...
Ama kimi seveceğinizi söyleyemezler.
Seviyorsan git söyle bence.
Oy ver!
Devamını oku: http://emre-dolcel.webnode.com.tr/blog/newscbm_33856/40/